Archive for the ‘YAŞAR NE YAŞAR NE YAŞAMAZ!’ Category

YAŞAR NE YAŞAR NE YAŞAMAZ!

07/06/2009

halitsolhan_8363458514

 

 

YAŞAR NE YAŞAR NE YAŞAMAZ!

 Kimdi Yaşar?

Kızıltepe belediyesinin web sitesinde akla ziyan bir Türkçeyle yazılmış habere konu olan psikolojik sorunlar yaşayan bir dilenciydi Yaşar.

Haberi olduğu gibi veriyorum.

 

“Zabıta amirlerin ve personellerın kimsesiz, evsiz kalan Yasar adlı dilenciye bir yldan fazla yıkama temizleme yüzü görmeyen ve kokudan ona yanaşamayan halkın Zabitelerce Kızıltepe Belediye Grajından yıkanmasından ve tras olmasından gıyınmesıne kadar kendileri yıkayıp giyindirdikten sonra tertemiz topluma kazandırmıs,insanların ona gönül rahatlığıyla yanasabılecegı hale getırdıler.Kendi aralarında aldıkları gıyeceklerı gıydısdıkten sonra yemegınıde verıp tekrar kendı yanı ınsanların arasına gırmeye basladı,Herkesin ellerınden geldığı kadar boyle kişilere yardımcı olmasını dileriz.”

 

Haberi okuduğumuz zaman, çok kötü koşullarda ve sağlıksız ortamlarda yaşayan Yaşar’ın gerçektende bahsedildiği gibi “Topluma kazandırıldığını” düşünüp sevinmiştik…

Öyle sevinmiştik ki, cümle kuramayan editör arkadaşımızın kusurlarını da görmezden gelmiştik.

Fakat haberimizin fotoğrafında gördüğünüz üzere, bir duvar dibinde yanı başında kuru bir ekmek ve parmaklarının arasında yakmaya çalıştığı bir sigarasıyla poz veren kişi;  “topluma kazandırıldığından bahsedilen” Yaşar’ın kendisiydi…

Yaşar, belki de topluma kazandırıldığı haberini almamıştır diye düşündüm…

Ama birileri onu “topluma kazandırmışsa” ona haber de vermeleri gerekirdi.

Editör arkadaşımızın “Topluma kazandırılmak” kavramından ne anladığını ve buna nasıl bir anlam yüklediğini sizin kadar merak ediyoruz doğrusu!…

Sosyal hizmetler alanında uzmanlaşmış kişiler tarafından barınacak bir sığınma evi, yiyecek yemeği ve alması zaruri olan psikolojik tedavileri sağlandığında“topluma kazandırılması” olası görünen Yaşar’a “şefkatli yaklaşımların” yetmediğini anlatmak gerekir sanırım.

Belediye garajında hangi yöntemle yıkandığı belirsiz olan Yaşar’ın saçlarını ve sakallarını bir makineyle kökünden kazıtmak, ellerine bir ekmek ve bir paket sigara parası veren “Yaşarları Topluma kazandırma komisyonu zabıtaları” bu davranışlarını kendilerince “iyi niyetli” bulabilirler.

Fakat biz Yaşar’ı; haberde geçtiği gibi insanların arasında değil de, insanlardan çok uzakta bir yerlerde, kötü koşullarda yaşadığı hayatına devam ederken gördük!

Ve yine haberde yazıldığı gibi “kimselerin ona gönül rahatlığıyla yaklaştığını da göremedik nedense”

Hem siz Yaşar’ın uzun zamandan beri bin bir cefayla kazanmış olduğu “bağışıklık sistemine” zarar verdiğinizi bilmem düşünüyor musunuz?

Yaşar’a bir günlüğüne “peri masalı kıvamında” yaşattığınız bu özel gün için, size teşekkür ediyoruz.

Büyük bir oy oranıyla Belediye Başkanlığına seçilmiş olan Ferhan Türk’ün, Yaşarlar için düşündüğü böyle bir projesi varsa eğer, bunu daha makul ölçütlerde ve daha verimli olacak profesyonel çalışmalar içerisinde düşünmesini isteriz!

Muhtaç, çaresiz ve güçsüz vatandaşlarına fiyakalı bir sloganla propaganda edilecek bir gün geçirtmek değil, yaşam şartlarını kolaylaştırıcı yardımları yapmak ve her türlü sosyal fonksiyon için altyapı yatırımlarını gerçekleştirmek ya da bunun gerçekleşebilmesi için kurumlar arası bir dayanışmaya önayak olabilmektir sosyal belediyeciliğin ana amacı…

Aksi takdir de size “anormal” görünen her adamı yakaladığınız gibi, belediye garajında yıkatmak, saçlarını gelişi güzel bir şekilde kestirmek, eline birkaç kuruş para vermek, onun “topluma kazandırıldığı” sonucunu doğurmuyor maalesef!..

Bizi dumura uğratan editör arkadaşımızın şahane önerilerinden biri de şüphesiz şuydu;

“Herkesin ellerinden geldiği kadarıyla böyle kişilere yardımcı olmasını dileriz.”

Tam olarak böyle demeye çalışmış…

Ne yapalım arkadaşım, bulduğumuz her Yaşar’ı, birer günlüğüne evlere servis mi yapalım?

Önce belediye garajında yıkatalım (öyle ya Yaşarları kimse evinde yıkatmak istemez) sonra onu bir kuaföre götürmek gibi bir zahmete katlanmayacağımız için elimize aldığımız bir tıraş makinesiyle saçlarında garip garip modeller uygulayalım, eskimiş elbiselerimizi onun üzerinde deneyip, en sonunda eline sigara ve ekmek alacak kadar biraz “sadaka” sıkıştırıp, sırtına “şefkatle vurup” hadi Yaşar’ım, artık “topluma kazandırılmış tertemiz bir insansın” deyip, onu geldiği duvar dibine geri mi gönderelim?

 Formül bu mu?

Çözmüşsün hayatı…

 Ben de çözdüğüm kadarıyla bir sır vereyim sana…

Bu Yaşarların yanına gönül rahatlığıyla yaklaşılmamasının asıl nedeni, kirli elbiselerinden yayılan kötü koku!

Belki bir gün üzerimizdeki temiz kıyafetler,

Kötü kokularımızı saklamaya yetmeyebilir!

  Haber-Yorum: M.Mahsum Oral

ys

 

 

 

 

 

Not : Fotoğraf Kızıltepe belediyesi’nin web sitesinden alınmıştır