Archive for 02 Şub 2009

Işığı Yanan Evler…

02/02/2009

  “Tıp fakültesini  henüz bitirmiş, pratisyen hekim olarak
ilk görev yaptığım yere, Konya’ya bağlı bir beldenin
sağlık ocağına gitmiştim.

Gençtim, bekârdım. Küçük bir beldeydi gittiğim yer.

İlk gece bir eve misafir olmuştum. Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi.
Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler edilmişti. Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı. Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu.

Ev sahibine bir şey de diyemiyordum. Bir müddet daha geçti; yine bir hareket yoktu.

Evin büyüğü olan Hacıanneye sıkılarak:
 -“Anneciğim, sizin buralarda kaçta yatılıyor?” dedim.
 – Hacıanne:
  “Evlâdım treni bekliyoruz. Az sonra tren gelecek, onu
bekliyoruz” dedi.
 Merak ettim, tekrar sordum:
 -“Trenden sizin bir yakınınız mı inecek ?”
 – Hacıanne:
 “Hayır evlâdım, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok. Ancak burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı birileri inebilir. Bu saatte, yakınlarda,ışığı yanan bir ev bulmazsa, sokakta kalır. Buraların yabancısı biri geldiğinde, “ışığı yanan bir ev” bulsun diye bekliyoruz.” Konya Ovası’nda,ya da bir başka yerinde Türkiye’nin, trenden inen yabancılar için “Işığı yanan evler yerinde hâlâ duruyor mudur?
 Yabancılar,yorgun bedenlerini yün yataklarda dinlendirmeye devam ediyorlar mı? 

Aç bir köpeğin önüne bir kap sıcak yemek bırakan kadınlar yaşıyorlar mı?

Kuşlara yuva yapan mimarlar sahi şimdi neredeler?

Bu güzel insanlar, atlarına binip gitmişler. Bizler,atlarına binip giden güzel insanlara sahip bir medeniyetin yetimleriyiz. Çekip gidenlerin doldurulmamış boşluklarında savrulup duran yoksullarız.
Şâir öyle diyordu:
-“Güzel insanlar, güzel atlara binip gittiler.”
– Şimdi bu güzel insanlar, neden ve nasıl atlarına binip gittiler?

Onları ne yıldırdı da bir daha dönmemek üzere,sessiz sedasız gittiler?

Ey güzel yurdumun güzel insanları! Neredesiniz?

Not:bu güzel yazı bizimle paylaşan aysun hanıma teşekürler…

ÇOCUKLAR BU AŞIYLA YAŞAYACAK

02/02/2009

images32Sağlık Bakanlığı zatürreeye karşı bebekleri korumak için bebek başına 100 dolar ödeyerek ‘pnömokok aşısını’ bedava yapılacak aşılar arasına aldı. Bu aşı yeşil kart bile aranmadan 2 yaşına kadar bütün bebeklere ücretsiz yapılacak. Zatürree sebebiyle Türkiye’de her yıl 7 bine yakın 5 yaş altı çocuk hayatını kaybediyor. 100 bebekten 27’sinde işitme kaybı, 11’inde ise kalıcı sakatlık oluşuyor. Beş yaş altı çocukların en önemli ölüm nedenleri başında yer alan zatürreeye karşı bu aşı bebekleri beş yıl hastalıktan koruyor. Aileler çok pahalı olan bu aşıyı bebeklerine yaptırmakta zorluk çekiyordu. 11. aşı olarak takvime eklenen ‘pnömokok aşısı’ 19 ülkenin ardından ülkemizde de ücretsiz olarak uygulanmaya başlandı. Kasım ayı sonunda özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinden başlayarak tüm Ülkede uygulamaya konulan ‘pnömokok aşısı’ bebeklerin menenjit, zatürree, orta kulak iltihabı ve kana mikrop karışarak ölümlere neden olan pnömokok bakterisinin önüne geçecek.